20 Ocak 2018 Cumartesi

Hrant Dink ve Futbol


“Ahlâka dair ne öğrendiysem futboldan öğrendim.
Çünkü top hiçbir zaman beklediğim köşeden gelmedi. “
Albert Camus

Aramızdan ayrılışının 11. yılında Hrant’ın anısını yaşatmaya, mücadelesini devam ettirmeye çalışmanın önemini şu günlerde atılan savaş çığlıklarını duyunca daha bir derinden kavrıyoruz.  Karşı Lig olarak geçmişte de Hrant’ın anısına,  mirasına  sahip çıkmaya çalışmış, Kamp Armen kampanyasına  “Hrant’ın Top Koşturduğu Yerdeyiz” diyerek destek sunmuş,  ve Lig maçlarında çeşitli şekillerde mücadelesini devam ettirmeye çalışmıştık. Bu yıl, Hrant adına bir turnuva yapmaya karar verdik. 21 Ocak 2018 Pazar günü Kalamış’ta Karşı Lig Hrant Dink Futbol Turnuvasını  “Buradayız Ahparig” temasıyla organize ediyoruz. Hem de Hrant’ın oynarken heyecan duyduğu, kendini kaybettiği sahalarda.  Nitekim o da bizim gibi topun peşinden koşmuş bir futbolcuydu aynı zamanda. Belki de yeteneklerinin birçoğunu bu oyun sayesinde edinmişti.

Hrant’ın futbolculuğuna dair kimi yazılar yazıldı, kimi görseller paylaşıldı. Daha çok Ödemiş’e attığı gol konuşuldu. Hani insan merak etmiyor değil. Hrant nasıl bir futbolcuydu, nasıl oynardı, takım arkadaşlarıyla arası nasıldı, futbolu niye sevmişti, ne düşünürdü futbol hakkında? Oynarken bir video görüntüsü olsaydı güzel olmaz mıydı? Bu soruları uzatmak mümkün. Sorduğumuz soruların yanıtlarını  bulmak da mümkün, birlikte futbol oynadığı arkadaşları hayatta. Projeksiyonu Futbolcu Hrant alanı üzerine çevirecek birileri olur umarız. Eğer böyle derli toplu bir çalışma yoksa bu yazıyla küçük bir destek verelim. Başlama vuruşuyla başlatalım maçı…

Hrant’ın tutkulu ve fırtınalı yaşam yolculuğunda, ulaşabildiğimiz verilerle, futbol öyküsünün izini sürmeye niyetlendik. Aşağıda sayfa sayısı verdiğimiz alıntılar Tuba Çandar’ın “Hrant” adlı çok önemli çalışmasından aktarıldı.

Kumkapı Sokaklarına Dadanırdık

Gedikpaşa Ermeni Protestan Kilisesi ve İncirdibi İlkokulu’ndan arkadaşı  Garabet Orunöz çocukluklarını anlatırken pazar günü futbol oynadıklarını söylüyor.
“Şimdilerde çok küçük görünen bahçede yakartop, misket, futbol, voleybol oynardık…Futbol oynayarak tükettiğimiz enerjimizi geri kazanmak (kaymaklı, şekerli ekmek) için iyiydi.” (S.48)

Hrant’ın futbol ile buluşması Gedikpaşa, Kumkapı sokaklarında, sahalarında, okul bahçesinde ve arsalarında olmuş diyebiliriz.

Atlantis Uygarlığı

Bu dönem aynı zaman Hrant ve arkadaşlarının yazın  Kamp Armen’i inşa etmek için Tuzla’ya gittiği yıllar.
Hrant Dink o yılları şöyle ifade etmişti “Sekiz yaşında gittim Tuzla’ya. Tam 20 yıl oraya emek verdim”

Kardeşi Hosrof ( Orhan) şunları söylüyor:
“Bahçede toplu halde sabah cimnastiği yapardık açık havada. Top sahası yaptık. Tam bir kamp hayatımız vardı. Hem çalışma hem oyun.” (S. 59)

Başka bir arkadaşı Agop Kaldıllı:
“Top sahamızda vardı, takımlara ayrılır, oyunlar oynardık. Salıncaklar da kurmuştuk bahçeye.” (S. 61)

Bezciyan’da Futbolcu

Ortaokul döneminde de futbol’a devam ettiği görülüyor. Kitapta paylaşılan fotoğraflardan Hrant ve arkadaşlarının takım formalarına kavuştuklarını görüyoruz.

Kardeşi Yervant “ Futbol maçlarında takımın karizmatik oyuncusu hep oydu.” diyor. (S.77)

Harut Özer “Bezciyan’a geldiğinde top oynamaya başlamıştı, iyi futbol oynardı.” S 80
“Hrant futbolun yanı sıra, daha Bezciyan yıllarında çok okumaya, bilinçlenmeye başlamıştı.”
 (S82)

Ortaokul’da Fransızca öğretmeni Ayda Tanikyan şöyle bir değerlendirme yapıyor. “Bezciyan - Feriköy okullararası futbol karşışlaşmaları ve neşe dolup taşan yemek sefalarımız unutulur gibi değildi.” (s83)


Oyun Erdemli Bir Varoluştur, Katılın

Kardeşi Hosrof Abimin bir de futbolculuğu vardı. Bezciyan’dan yani Ortaokuldan itibaren sıkı futbol oynardı. Zaraspor’a transfer olmuş, hatta transfer parası yerine kumaş hediye etmişlerdi ona. Zaraspor, Kumkapı’da Ermenilerin uğradığı amatör spor kulübüydü o zamanlar. Zaten amatör küme lisansı da vardı abimin. Çerçeveletip asmıştı onu duvarına.
Sonra lisedeyken Taksimspor’da oynadı, sonra da Galatasaray Gençler takımında. Solaçık mevkinde oynardı. Ama futbolla okulu birlikte yürütemeyince kararını verdi ve bıraktı. Keşke bırakmasaydım, demedi hiç.” (S81)

Yine diğer kardeşi Yervart: “ Hrant birçok takımda oynadı ama Taksimspor Klübü’nde Lisanslı oyuncu oldu. Galatasaray Gençlerde oynadı. Bizim Kumkapı’da bir futbol simsarı vardı. Kadırga’da cinci sahasında top oynayan çocukları izler, bunlardan iyilerini alır, büyük kulüplere sokardı. Onun sayesinde girdi Galatasaray’a.
Anam Top oynamasına çok kızıyordu, okulunu aksatacağını düşünüyordu. Öte yandan Hrant’ta okul yüzünden çoğu zaman idmanlara geç kalıyordu. Bir gün yine böyle bir gecikme olunca, bunları çalıştıran İngiliz hoca, Birch’tü galiba, ya okul ya futbol demiş. O da Galatasaray’ı bıraktı, üzülmedi bıraktığına, çünkü futbolu keyif için oynuyordu.” (S 81)

Anlatılanlardan Hrant’ın Zaraspor, Galatasaray Gençler ve Taksimspor’da futbol oynadığını öğreniyoruz.

Ayşegül Sönmez’in Hrant ile Taksimspor’da futbol oynamış Bıdık lakaplı arkadaşı Murat ile yapmış olduğu röportaj ışığında aşağıdaki bilgiler düşüyor aklımıza.
“Taksimspor’da o forvetti yani santrafor. Kafa toplarına çok iyi çıkardı. Frikiki çok kuvvetliydi... Maçlarda hırslanırdı. Mücadeleyi severdi. Sert mizaçlı görünürdü ama öyle değildi. Çok iyi kalpliydi.
Futbol tekniği çok güçlüydü Fırat’ın... Ödemiş’te bir maçta fena kaybetmiştik. Üstelik bize dayak atmışlar. Teknik direktör Garbis abinin kafasına taş atıp onu hastanelik etmişlerdi. Fırat o maçta sakattı oynayamadı. Ama rövanşa bilendi. Bizde öyle denir. Vefa stadındaydık. İkinci devre. 89. dakikaya kadar 1-0 yeniktik. 89. dakikada Hrant’tan orta geldi. Aras’tan gelen pası ona ben vermiştim. Aut oldu sandık. Top içeri girdi. 1-1 oldu. Fakat Hrant Abi, golü atınca eski maçın da kötü psikolojisiyle coştu. Sahada tur attı. Kırmızı kart gördü. Maçtan atıldı. O maçı hiç unutmam.”
Murat, İdmanların onun sayesinde çok eğlenceli geçtiğini” söylüyor. “Yedikule sahasında hafta iki gün onun ince esprilerine çok güldüğünü” ekliyor.

 Hrant Dink, 1982-83 sezonunda Taksimspor forması giyiyor. Lisans numarası  “337569” olan Hrant’ın ismi ise Fırat olarak yazılı. Dink’in orta sahada oynadığını söyleyen Taksimspor Teknik Direktörü Garo Hamamcıoğlu.  "O zaman 3. Lig’deydik. Benim de futboldaki son yıllarımdı. Taksim’e geri dönmüştüm. O sezon Ödemişspor ile tansiyonu yüksek bir maç yapmıştık. 1-0 yenik durumdaydık. Maçı Hrant’ın attığı golle 1-1 berabere bitirdik. Hrant bize gelmeden önce sadece okul takımında oynamıştı. İlk lisansını bizde çıkardı" diyor.

Hamamcıoğlu, "İyi bir futbolcuydu" dediği Hrant Dink’in daha sonra futboldan koptuğunu ama hafta sonları "ada"da halı saha maçlarından eksik kalmadığını ve gazetecilik döneminde Taksimspor’u yakından takip ettiğini  de belirtiyor.

Üç Karışlık Kalede Penaltı

Agos’u  çıkarmaya başladıklarında Anna Turay gazete binasında “Ümit Kıvanç’la top oynuyorlardı bağıra çağıra”  diye ekliyor (S 343)

Agos’un ilk zamanlarının anlatırken Hrant  bir yazıya şunları not düşmüş “ … Ümit, Cengiz ve Yeto’yla, gazetenin antreman sayfalarından yuvarladığımız kağıt bir topla, üç karışlık kalede penaltı atışı yapıyorduk” (S 343)

Hrant hakkında konuşan kardeşleri ve arkadaşları onun ortasaha ve forvet hattında oynadığını söylüyorlar. Forvet hattında sol açık ve santrafor pozisyonlarında oynamış. Hayat hikayesine baktığımızda sahanın her yerinde oynayabilen inatçı ve mücadeleci bir emekçi ile karşı karşıya olduğumuzu söyleyebiliriz.


Bom MorLey

13 Ocak 2018 Cumartesi

Yoğun Bir Pas Trafiği



baktıkça gelincik tarlalarına uzaktan 
öyle bir arada güzel 
yaşamanın lezzetini 
kanımızı tutuşturdukça gün günden


Edip Cansever


Bugün itibari ile Karşı Lig’in artık gelenekselleşmiş bir dizi ritüeli var. Bunlardan biri, her yıl hayata geçirmeye çalıştığımız sosyal sorumluluk projesidir. İsim sevimli olmasa da kullanıyoruz bu yazıda da kullanacağız. 5. projemize hazırlandığımız şu günlerde daha önce yaptıklarımızı anımsayalım ve bir kenara not edelim istedik. Yazı eksisi ve artısıyla bu konuya ayrıldı. Bir ara değerlendirme olarak görülebilir. Yapılan etkinliklerin ve yapılacak işlerin üzerine daha ince bir şekilde eğilme fırsatı sunmasına vesile olursa yazı amacına ulaşmış olacaktır.

Lig’i oluşturmaya çalıştığımız günlerde saha sorununu çözmeye çalışırken Kadıköy Belediyesi’ne teklifte bulunarak, sosyal bir ihtiyacı karşılamak istediğimizi aktardık, olumlu bulundu. O günden beri Ligimiz kendi kaynakları ile 4 adet proje yaptı. Şimdiye kadar Çocuk Şenliği, Soma Beyce Köyü Çocuklarıyla Buluşma, Wernice Korsakoflu ve Eski Mahpuslarla Dayanışma Girişimi ve Savaş Mağdurları ile Dayanışıma ve Dersim ve Amed’li Küçük Kardeşlerimizle Dayanışma projeleri yürütüldü.

Sosyal Duyarlılık Neden Önemli?

Birlikte futbol oynamak, lig aracılığıyla farklı kesimlerden insanların bir araya gelmesine neden oldu. Bu birlik verimli kullanıldığında ortaya niteliksel olarak değerli yaratımlar çıktığını gördük. Farklı kesimlerin deneyim ve yetenekleri bir araya toplandığında azımsanmayacak bir sosyal, siyasal faaliyetler bütününün ortaya çıktığını deneyimledik. Karşı Lig takımları ve oyuncuları toplumsal sorunlara son derece duyarlı, itiraz sesleri yüksek, dayanışma ruhu ince, sömürü çarklarına kafa atan insanlardan müteşekkil. Ortak aklın çalıştığı zamanlarda ortaya muhteşem şeylerin çıktığını gördük.  Var olan potansiyelin farkına varmak son derece önemli.
Bizim dışımızda kocaman bir hayat var ve biz bu hayatın içinde yer alan insanlar olarak, daha iyi şeyler yapıp ve bunları öne çıkardığımız zaman dünya daha iyi bir yer haline gelecek şiarıyla hareketimizi biçimlendirdik. Lig’in etkinlikler ve sosyal projeleri ‘işe yarar bir şey’ yapmak gayesine içkin. Bu içkinlik kendimiz dışında olanla ilişki kurma anlamında bir cürete tekabül ederse insanlarla, hayvanlarla etkileşimde yeni bir dilin sınırları zorlanabilir.

Bazı Köşe Taşları

Sürdürdüğümüz projelere finansör, sponsor aramaya çalışmıyoruz. Zengin ellerden bir şey beklemiyoruz. Şirketlerin sosyal projelerine de benzemiyor yaptıklarımız. Sosyal sorumluluk adı altında gizlenmiş çıkarcı hinliklerle top çevirmiyoruz. Bir tarafı soyarken diğer tarafa iyilik yapıyormuş gibi bir ikiyüzlülüğü içermiyor çalışmalarımız. Ligimiz ve etkinlikleri sponsorsuzdur, temizdir, emekçinin alnının teriyle, dayanışmayla kotarılmıştır.

Projeye katılmak, destek vermek isteyen dostların güzelliğinden ayrı koşmak düşünülemez.

Projeyi reklamasyona kurban etmeyiz. Hava atmaya, böbürlenmeye, dayanışma içinde bulunduklarımızı nesneleştirmeye, kendimizi öne çıkarmaya çalışmayız.

Birilerine ne kadar şefkatli insanlar olduğumuzu ilan etmek için yapmayız, dayanışma, paylaşma için yaparız, severek yaparız. Heyecan duyduğumuz için yaparız. Dayanıştığımız insanlarla birbirimizin gözlerine bakabilmek için yaparız. Bir şey elde etmek için yapmayız. Birlikte neşe duymak için yaparız, neşemizi bulaştırmak, neşelerine bulaşmak için yaparız.

Eşitsizlik ve haksızlık diz boyu sürüp gittiği takdirde kalbimiz, aklımız ve vicdanımız dayanışmadan, yardımlaşmadan yana olacaktır.

Bir Özeleştiri


Emek harcayarak, özenerek  yaptığımız bir iş olmasına rağmen geçici, bir defalık olmaktan, yapmış olmak için yapmak esprisinden kurtarılamadı. Sistematik olarak, uzun erimli, insanların gerçek ihtiyaçlarına hitap eden, sürdürülebilir, yaratıcı ve üzerine neşe ve sabırla çalıştığımız bir proje oluşturamadık şimdiye kadar, düzenli yapılan ve geliştirilebilecek bir proje oluşturamadık.  Sosyal bağların kurulması ve geliştirilmesi başarılamadı. Özeleştiridir. Çuvaldızı biraz hissedelim değil mi?

Çocuk Şenliği: Kalamış Çocuk Kokuyor

Lig kurulurken Cumhuriyet gazetesine ile yaptığımız bir röportajda sorulan bir soruya şöyle yanıt vermişiz:
“Aramızda bu ligi (sezonu) çocuklara armağan etmeyi konuşuyoruz, onaylanacak gibi. Kadın gibi çocuk da toplumda pek görülmediği için bunu hatırlatan bir ödül olsun istiyoruz. Böylece sadece futbol da oynamış olmayız. Lig sonunda bir çocuk şenliği yapalım diye konuşuyoruz.”




Sadece haftada bir futbol oynayan değil, aynı zamanda toplumsal ağları genişleten, mücadele çabalarına güç veren, yeni bir soluk, yeni bir kültür oluşturma yönünde bir irade sonucunda 14 Haziran 2014’de “Çocuk Şenliği” yapıldı. Verdiğimiz sözü tuttuk. 


100’lerce çocuğun katıldığı etkinlikte, uçurtma yapma, sokak oyunları, kütüphane, vegan mutfak, bilim atölyesi gibi etkinliklerle lig’in ilk sezonu bitti.

Şenlik’i organize etmek için çalışma grubu kuruldu, toplantılar serisi yapıldı, planlama yapıldı. Afiş tasarlandı, matbaada basıldı, sokaklarda afişleme yapıldı, afişler cafelere asıldı. 

Çocukların rahat gelebilmesi için servis ayarlandı. Etkinlik duyurusu Gazete Kadıköy’de, Ekşi Sözlük’te yayınlandı. Çalışmalara katılmak, etkinlik yapmak isteyen insanların yetenekleri sürece dahil edildi. Etkinlikler için malzemeler tedarik edildi. Vegan arkadaşların önerisiyle vegan mutfak kurulma çalışması yapıldı. Facebook’ta Karşı Lig Çocuk Şenliği, Vegan Mutfak kuruldu, vegan mutfağın tüm güzellikleri hakkında bilgilendirme yapıldı, deneyim paylaşıldı. Bazıları:

Hepinizin bildiği gibi Vegan Futbol takımımız bir süredir karşı Ligde mücadele veriyor. Aynı zamanda Karşı ligin düzenlediği çocuk şenliğinde mutfağın vegan olması sağladılar. Eh bu durumda bize de destek olmak düşüyor, öyle değil mi? :)
14 Haziran 2014 tarihinde, 15:00-19:00 saatleri arasında Kadıköy Kalamış Gençlik Merkezinde, Karşı Lig tarafından organize edilen Çocuk Şenliği için imece vegan yemek yapıyoruz. . Çocuklar böylece veganlığı "tadarak" tecrübe etmiş olacak. Şenliğin yemek kısmı bizden soruluyor. 200 + kişilik bir organizasyon olacak ve birçok insan ve çocuğa veganlık anlatmak için çok iyi bir fırsat olacak.
Katılımcıların vegan yiyeceklerle mutfağa destek olması gerekiyor. Lütfen kaç kişilik, ne yemek getireceğinizi belirtin.

Özlem Yağan şunları yazmış:
 
Piştt, vegan yemeklerinle Çocuk Şenliğimize destek olmak ister misin?
Vegan yemek olarak ne mi yapabilirsin?
Patates salatası, semizotu salatası, şakşuka, kısır, mercimek köftesi, fava, humus, sarma, dolma, makarna salatası, tüm zeytinyağlılar vb. Kek, börek vb. bişi yapmak istersen ve vegan tariflerini almak istersen yaz bana

Manavdan alınan limonlar ile çocuklar için evde hummalı bir şekilde limonata yapım işine girişildi.

Hazırlıklar devam ederken Facebook sayfamızda şu postları  yazdık.

Şimdi sıra çocuklarda!
Yarın saat 15.00 - 19.00 arası Karşı Lig Çocuk Şenliği'ni unutmayalım. Çocuklar için ihityaç listesi:
Ev yapımı limonata, ev yapımı meyva suyu, yiyecek (çocukların sömürüsüz bir mutfağın ve dolayısıyla dünyanın mümkün olduğunu tadarak görmelerini sağlamak için vegan olmasına özen gösterelim)
Çocuğunu, kardeşini al gel! Güneşli bir günde görüşmek üzere...

14 Haziran Cumartesi günü çocuklarımız için saat 14.00'da Hasanpaşa Mopaş önü ve 14.30 da Karakolhane caddesi üzerindeki Etüt Merkezi önünden servis kaldırılacaktır.

14 Haziran Cumartesi Kalamış Gençlik Merkezi'nde saat 15.00 - 19.00 arasında "Karşı Lig Çocuk Şenliği" organize ediyoruz.
Gün sonunda gelen çocuklara kitap dağıtacağız. Elinde fazla kitabı olan, bir çocuk bunu mutlaka okumalı dediğiniz, paylaşmak istediğiniz kitabınızı ister Don Kişot'a bırakabilirsiniz ister şenliğe gelip bırakabilirsiniz.
Sevgilerle, güneşli günler!

 Lig’in ilk sezonunu cıvıl cıvıl, renkli, neşeli, bol oyunlu bir etkinlikle sonlandırdık. Müzik, resim atölyesi, ritim atölyesi, drama, bilim atölyesi, çocuk oyunları, sokak oyunları, rüzgar gülü ve uçurtma yapımı, origami, yüz boyama, kareoke gibi etkinlikler yapıldı.

Uçurtma yapımına ilgi olağanüstüydü. 

Kütüphane kitapları birkaç saat içinde tükendi.


TC Meltem Aras Facebook’ta şöyle bir yorum yapmış:
Bugün tesadüfen katıldığımız Karşı Lig Çocuk Şenliği, gerçekten harika geçti. Çocuklarımız süper aktivitelerle dopdolu bir gün geçirdiler. Emeği geçen herkese kucak dolusu teşekkürler ve sevgiler.

Soma Beyce Köyü Ne Güzelmiş
2. sezon sosyal projemiz yine çocuklarla bir araya gelme üzerine kuruldu. Soma faciasından sonra somada yaşayan çocuklarla bir araya gelmeyi arzuluyorduk. 17 Nisan 2015 günü Soma’nın Beyce Köyüne gittik. 

Projenin ve etkinliğin daha etraflı bir değerlendirmesi için şu linke bakabilirsiniz.


https://moruniliyiz.blogspot.com.tr/2017/11/soma-beyce-koyu-ziyaretimiz.html


Wernice Korsakoflu ve Eski Mahpuslarla Dayanışma Girişimi ve Savaş Mağdurları ile Dayanışıyoruz

3. sezon’u 8 Mayıs 2016 Pazar günü oynanan maçlarla geride bıraktık. Sezonu Cizre'li ve Wernicke Korsokoff’lu arkadaşlarımıza armağan ettik. 

 İnsanlığın eşitlik ve özgürlük mücadelesine katkı koymuş, cezaevinde hakları için mücadele ederken açlık grevine katılmış, tahribata uğramış, cezaevi dışında ihtiyaçlarını kendi başına karşılayamayan Wernice Korsakoflu arkadaşlarımızın oluşturduğu ağın kampanyasına destek olduk. Wernice Korsakoflu ve Eski Mahpuslarla Dayanışma Girişimi bir dönemdir kamuoyunda bir kampanya sürdürüyordu. Kampanya sağlık merkezi, çiftlik, üretim alanı, yaşam alanlarının taşınması, belgesel çekimi, arşiv oluşturmayı içeriyordu. Kampanyaya destek olduk ama aynı zamanda birlikte güzel bir gün geçirmek istedik. Müşkül durumda olan arkadaşlarımızı evlerinden aldık, etkinlik alanına getirdik.

Etkinlik sabah kahvaltı ile başladı, forum yapıldı. Karşılıklı dayanışma süreçlerinin işletilmesi konusunda fikirler ve iyi niyet duyguları dillendirildi forumda.
 Devletin yakın zamanda başlattığı savaşa karşı çıktığı için işinden atılıp cezaevine gönderilen akademisyenlerden Kıvanç Ersoy’da aramızdaydı. O da bir konuşma yaptı. Forum sonrasında müzik dinletisi başladı. 

Danuk müzik topluluğunun ve




 Komik Günler müzik topluluğunun müzikleri  ve dans eşliğinde etkinlik son buldu. 




Etkinlik hakkında şu linke bakılabilir.


Projenin diğer boyutu ise Cizre’li çocuklara dayanışma şeklindeydi. Doğdukları, sokaklarında koşuştukları, top oynadıkları kentleri  abluka altına alınmış, bombalanmış, evleri yıkılmış, yaşamlarını idame etmekte zorlanan çocuklara selam gönderdik.

Dersim ve  Amed Çocuklarına Selam Olsun
4. sezon Dersim ve Amed’li çocuklar ile dayanışma ağı gözeten bir çalışmanın parçası olduk.

5. Sezon’da Yine Çocuklarla mı Güleceğiz?
Bu yazı yazıldığında 5. sezon sosyal proje konusunda birkaç öneri vardı. Önerilerin bir kısmı çocukları kapsıyor. Büyük ihtimallerle yine çocuklarla ilgili bir proje yapacağız. Sanırım içimizdeki çocuk hiç büyümeyecek. Ve biz daha küçükken ve yeni yeni topa vurmaya çalışırken saklayamadığımız savrukluğumuzdan hiç uzaklaşmayacağız.
Başka bir öneri de hayvan özgürlüğü için çaba sarfeden insiyatiflerle ilişki kurup birlikte çalışmak yönünde...

Bom MorLey

Ne Demek KarşıFest’te Gelmiyorum!

Karşı Lig’in   bir sezonu daha   geride kaldı, Eril Kültür ve Şiddet’e pek çok gol attık, yeterli olmadığının farkındayız, daha çok top sü...