20 Ocak 2018 Cumartesi

Hrant Dink ve Futbol


“Ahlâka dair ne öğrendiysem futboldan öğrendim.
Çünkü top hiçbir zaman beklediğim köşeden gelmedi. “
Albert Camus

Aramızdan ayrılışının 11. yılında Hrant’ın anısını yaşatmaya, mücadelesini devam ettirmeye çalışmanın önemini şu günlerde atılan savaş çığlıklarını duyunca daha bir derinden kavrıyoruz.  Karşı Lig olarak geçmişte de Hrant’ın anısına,  mirasına  sahip çıkmaya çalışmış, Kamp Armen kampanyasına  “Hrant’ın Top Koşturduğu Yerdeyiz” diyerek destek sunmuş,  ve Lig maçlarında çeşitli şekillerde mücadelesini devam ettirmeye çalışmıştık. Bu yıl, Hrant adına bir turnuva yapmaya karar verdik. 21 Ocak 2018 Pazar günü Kalamış’ta Karşı Lig Hrant Dink Futbol Turnuvasını  “Buradayız Ahparig” temasıyla organize ediyoruz. Hem de Hrant’ın oynarken heyecan duyduğu, kendini kaybettiği sahalarda.  Nitekim o da bizim gibi topun peşinden koşmuş bir futbolcuydu aynı zamanda. Belki de yeteneklerinin birçoğunu bu oyun sayesinde edinmişti.

Hrant’ın futbolculuğuna dair kimi yazılar yazıldı, kimi görseller paylaşıldı. Daha çok Ödemiş’e attığı gol konuşuldu. Hani insan merak etmiyor değil. Hrant nasıl bir futbolcuydu, nasıl oynardı, takım arkadaşlarıyla arası nasıldı, futbolu niye sevmişti, ne düşünürdü futbol hakkında? Oynarken bir video görüntüsü olsaydı güzel olmaz mıydı? Bu soruları uzatmak mümkün. Sorduğumuz soruların yanıtlarını  bulmak da mümkün, birlikte futbol oynadığı arkadaşları hayatta. Projeksiyonu Futbolcu Hrant alanı üzerine çevirecek birileri olur umarız. Eğer böyle derli toplu bir çalışma yoksa bu yazıyla küçük bir destek verelim. Başlama vuruşuyla başlatalım maçı…

Hrant’ın tutkulu ve fırtınalı yaşam yolculuğunda, ulaşabildiğimiz verilerle, futbol öyküsünün izini sürmeye niyetlendik. Aşağıda sayfa sayısı verdiğimiz alıntılar Tuba Çandar’ın “Hrant” adlı çok önemli çalışmasından aktarıldı.

Kumkapı Sokaklarına Dadanırdık

Gedikpaşa Ermeni Protestan Kilisesi ve İncirdibi İlkokulu’ndan arkadaşı  Garabet Orunöz çocukluklarını anlatırken pazar günü futbol oynadıklarını söylüyor.
“Şimdilerde çok küçük görünen bahçede yakartop, misket, futbol, voleybol oynardık…Futbol oynayarak tükettiğimiz enerjimizi geri kazanmak (kaymaklı, şekerli ekmek) için iyiydi.” (S.48)

Hrant’ın futbol ile buluşması Gedikpaşa, Kumkapı sokaklarında, sahalarında, okul bahçesinde ve arsalarında olmuş diyebiliriz.

Atlantis Uygarlığı

Bu dönem aynı zaman Hrant ve arkadaşlarının yazın  Kamp Armen’i inşa etmek için Tuzla’ya gittiği yıllar.
Hrant Dink o yılları şöyle ifade etmişti “Sekiz yaşında gittim Tuzla’ya. Tam 20 yıl oraya emek verdim”

Kardeşi Hosrof ( Orhan) şunları söylüyor:
“Bahçede toplu halde sabah cimnastiği yapardık açık havada. Top sahası yaptık. Tam bir kamp hayatımız vardı. Hem çalışma hem oyun.” (S. 59)

Başka bir arkadaşı Agop Kaldıllı:
“Top sahamızda vardı, takımlara ayrılır, oyunlar oynardık. Salıncaklar da kurmuştuk bahçeye.” (S. 61)

Bezciyan’da Futbolcu

Ortaokul döneminde de futbol’a devam ettiği görülüyor. Kitapta paylaşılan fotoğraflardan Hrant ve arkadaşlarının takım formalarına kavuştuklarını görüyoruz.

Kardeşi Yervant “ Futbol maçlarında takımın karizmatik oyuncusu hep oydu.” diyor. (S.77)

Harut Özer “Bezciyan’a geldiğinde top oynamaya başlamıştı, iyi futbol oynardı.” S 80
“Hrant futbolun yanı sıra, daha Bezciyan yıllarında çok okumaya, bilinçlenmeye başlamıştı.”
 (S82)

Ortaokul’da Fransızca öğretmeni Ayda Tanikyan şöyle bir değerlendirme yapıyor. “Bezciyan - Feriköy okullararası futbol karşışlaşmaları ve neşe dolup taşan yemek sefalarımız unutulur gibi değildi.” (s83)


Oyun Erdemli Bir Varoluştur, Katılın

Kardeşi Hosrof Abimin bir de futbolculuğu vardı. Bezciyan’dan yani Ortaokuldan itibaren sıkı futbol oynardı. Zaraspor’a transfer olmuş, hatta transfer parası yerine kumaş hediye etmişlerdi ona. Zaraspor, Kumkapı’da Ermenilerin uğradığı amatör spor kulübüydü o zamanlar. Zaten amatör küme lisansı da vardı abimin. Çerçeveletip asmıştı onu duvarına.
Sonra lisedeyken Taksimspor’da oynadı, sonra da Galatasaray Gençler takımında. Solaçık mevkinde oynardı. Ama futbolla okulu birlikte yürütemeyince kararını verdi ve bıraktı. Keşke bırakmasaydım, demedi hiç.” (S81)

Yine diğer kardeşi Yervart: “ Hrant birçok takımda oynadı ama Taksimspor Klübü’nde Lisanslı oyuncu oldu. Galatasaray Gençlerde oynadı. Bizim Kumkapı’da bir futbol simsarı vardı. Kadırga’da cinci sahasında top oynayan çocukları izler, bunlardan iyilerini alır, büyük kulüplere sokardı. Onun sayesinde girdi Galatasaray’a.
Anam Top oynamasına çok kızıyordu, okulunu aksatacağını düşünüyordu. Öte yandan Hrant’ta okul yüzünden çoğu zaman idmanlara geç kalıyordu. Bir gün yine böyle bir gecikme olunca, bunları çalıştıran İngiliz hoca, Birch’tü galiba, ya okul ya futbol demiş. O da Galatasaray’ı bıraktı, üzülmedi bıraktığına, çünkü futbolu keyif için oynuyordu.” (S 81)

Anlatılanlardan Hrant’ın Zaraspor, Galatasaray Gençler ve Taksimspor’da futbol oynadığını öğreniyoruz.

Ayşegül Sönmez’in Hrant ile Taksimspor’da futbol oynamış Bıdık lakaplı arkadaşı Murat ile yapmış olduğu röportaj ışığında aşağıdaki bilgiler düşüyor aklımıza.
“Taksimspor’da o forvetti yani santrafor. Kafa toplarına çok iyi çıkardı. Frikiki çok kuvvetliydi... Maçlarda hırslanırdı. Mücadeleyi severdi. Sert mizaçlı görünürdü ama öyle değildi. Çok iyi kalpliydi.
Futbol tekniği çok güçlüydü Fırat’ın... Ödemiş’te bir maçta fena kaybetmiştik. Üstelik bize dayak atmışlar. Teknik direktör Garbis abinin kafasına taş atıp onu hastanelik etmişlerdi. Fırat o maçta sakattı oynayamadı. Ama rövanşa bilendi. Bizde öyle denir. Vefa stadındaydık. İkinci devre. 89. dakikaya kadar 1-0 yeniktik. 89. dakikada Hrant’tan orta geldi. Aras’tan gelen pası ona ben vermiştim. Aut oldu sandık. Top içeri girdi. 1-1 oldu. Fakat Hrant Abi, golü atınca eski maçın da kötü psikolojisiyle coştu. Sahada tur attı. Kırmızı kart gördü. Maçtan atıldı. O maçı hiç unutmam.”
Murat, İdmanların onun sayesinde çok eğlenceli geçtiğini” söylüyor. “Yedikule sahasında hafta iki gün onun ince esprilerine çok güldüğünü” ekliyor.

 Hrant Dink, 1982-83 sezonunda Taksimspor forması giyiyor. Lisans numarası  “337569” olan Hrant’ın ismi ise Fırat olarak yazılı. Dink’in orta sahada oynadığını söyleyen Taksimspor Teknik Direktörü Garo Hamamcıoğlu.  "O zaman 3. Lig’deydik. Benim de futboldaki son yıllarımdı. Taksim’e geri dönmüştüm. O sezon Ödemişspor ile tansiyonu yüksek bir maç yapmıştık. 1-0 yenik durumdaydık. Maçı Hrant’ın attığı golle 1-1 berabere bitirdik. Hrant bize gelmeden önce sadece okul takımında oynamıştı. İlk lisansını bizde çıkardı" diyor.

Hamamcıoğlu, "İyi bir futbolcuydu" dediği Hrant Dink’in daha sonra futboldan koptuğunu ama hafta sonları "ada"da halı saha maçlarından eksik kalmadığını ve gazetecilik döneminde Taksimspor’u yakından takip ettiğini  de belirtiyor.

Üç Karışlık Kalede Penaltı

Agos’u  çıkarmaya başladıklarında Anna Turay gazete binasında “Ümit Kıvanç’la top oynuyorlardı bağıra çağıra”  diye ekliyor (S 343)

Agos’un ilk zamanlarının anlatırken Hrant  bir yazıya şunları not düşmüş “ … Ümit, Cengiz ve Yeto’yla, gazetenin antreman sayfalarından yuvarladığımız kağıt bir topla, üç karışlık kalede penaltı atışı yapıyorduk” (S 343)

Hrant hakkında konuşan kardeşleri ve arkadaşları onun ortasaha ve forvet hattında oynadığını söylüyorlar. Forvet hattında sol açık ve santrafor pozisyonlarında oynamış. Hayat hikayesine baktığımızda sahanın her yerinde oynayabilen inatçı ve mücadeleci bir emekçi ile karşı karşıya olduğumuzu söyleyebiliriz.


Bom MorLey

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Ne Demek KarşıFest’te Gelmiyorum!

Karşı Lig’in   bir sezonu daha   geride kaldı, Eril Kültür ve Şiddet’e pek çok gol attık, yeterli olmadığının farkındayız, daha çok top sü...