Beni ben yapan, ‘merak.’ Bizi biz yapan, sürekli öğrenme isteği. O halde öğrenmem için daha çok okumam gerek. İyi de, nasıl olacak o iş? Kitaplara ulaşmama uzun yıllar var. Evimde bir kitaplık yok! Okulumda bile yok. Sanırım mahallemde de bir kütüphane yok. Görünen o ki, kitaplara ulaşmam için daha çok yıl beklemem gerek. Peki ya üniversite yeterli mi, bir kütüphane ile tanışmam için?
Görüyorsunuz daha çok uzun yıllar var, bir kütüphane görmem için, bir kütüphaneden içeri girmem için. Belki lise yıllarında ilçemde bir kütüphane bulursam kitaplarla tanışma hevesim körelmeden, o zaman ne mutlu bana! Ah, tabii unuttuğum bir şey var! O kadar yıl görmediğim kitaplara bir anda nasıl alışırım peki? ‘Okuma alışkanlığı’ denen şeyi nasıl edinirim bu kadar geç kalınca?
Bir adım attım geriye doğru ve birkaç adım ileriye gittiğimi gördüm. Oyunlar kadar kitaplardan da öğrendim. Büyüdüm ve şimdi bir derdim var. Derdimiz var…
Bir zamanlar çocuk olan herkesin ortak derdi: Kitapsızlık, kütüphanesizlik!
Benim adım Yelda,
Benim adım Toprak,
Benim adım Gülay,
Benim adım Cesur,
Benim adım milyonlar,
Benim adım yarınlar,
Benim adım çocuk…
Ne adımın, ne yaşımın ne de cinsiyetimin önemi var aslında. Nerede doğduğumun da nerede yaşadığım kadar önemi yok. Dedim ya, benim adım çocuk…
Benden bu kadar. Sözlerim umudum kadar büyük ve biliyorum bundan sonra desteklediğiniz kadar büyüyeceğim…
Destek olan herkese teşekkürler…
Reyhan
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder