10 Kasım 2017 Cuma

Hayvanların Hakları Vardır!


İnsan ve hayvan arasındaki eşitsiz ve etik olmayan ilişkinin süregitmesi neredeyse kanıksanmış bir durum. İnsan dışı hayvanlara yaklaşımımız ve davranışımızın sorgulanması çok önemli bir konu haline gelmiş bulunuyor. İnsanın kendine ayna tutmasının tam zamanı!

Diğer canlıların yaşam alanını işgal ediyor, onları deneylerde kullanıyor, etleri ve kürkleri için yetiştiripöldürüyor, petshoplarda satıyor, ticaret konusu yapıyor, eğlence alanında kullanıyoruz. Hayvanat bahçeleri yapıyor, mezbahalar açıyoruz. Hayvanlara olmadık sıkıntılar yaşatıyor, kıyımlara tabi tutuyor, esir alıyor, esaret altında yaşatıyoruz. Etinden, sütünden, yumurtasından, derisinden, yününden, balında faydalanıyor, yük ve taşıma aracı olarak kullanıyor, kötü muameleye maruz kalmalarına zemin hazırlıyoruz.

Bu duruma, hayvanları istediğimiz gibi kullanmanın yarattığı kötülüğün ötesinde, insanların altına girmiş olduğu ağır bir maliyet de diyebiliriz. Şiddetten ve kan kokusundan başı dönmenin maliyeti bu. Gezegendeki her şeyin hoyratça denetim altına alınması ve sorgusuz sualsiz her şeyden en iyi şekilde faydalanma kültürünün normal kabul edilmesi, açgözlülükle kaynakların insafsızca kullanılması, ekolojik dengedeki yarıkların açılması giderek evrensel problemler haline geliyor. Türümüzün saldırgan halleri, diğer canlılara saygı duymaması, insanlar arasındaki eşitsizliğin ve şiddetin de normalleşmesine yol açıyor. Birbirimize karşı uyguladığımız şiddet, hayvanlara karşı uyguladığımız şiddetle yakından ilişkili. Hayvanların köle gibi kullanılması bizim kölelik zincirlerimizi de pekiştiren cinsten.

Hayvan kullanımının en yalın gerekçeleri; “tatlarının iyi olması”, hayvansal gıda yemeye alışkın olmamız ve kolay ulaşılmalarıdır. Gerçekten de hayvan kullanımımızın %99’u bariz biçimde keyfîdir. Oysaki normal bir düşünme bize hayvanların yaşama hakkı dahil olmak üzere pek çok hakkının varlığını düşündürtür. Bizim gibi hissedebilen, acı çekebilen türlerin varlıklarının devam etmesi önemlidir. Duygulara sahip olan, oynayan, üzülen, sevinen, karakteri olan varlıkların haklarına sahip çıkılması ve temel haklarının savunulması gerekmektedir. Hayvanların yaşama, beslenme, kendi türünü devam ettirme hakları vardır ve bu hak gasp edilemez.





Öncelikle hayvanların, başkalarına kaynak teşkil etmeme ve insana mülk olmama hakları vardır.



Elbette ki hayvanları kendi menfaatlerimiz için kullanırken geliştirdiğimiz argümanların çoğunun sorgulanması gerekmektedir. Doğanın insanlara sunduğu müthiş zenginliğin ve çeşitliliğin içinde hayvanları sömürmeden sağlıklı bireyler olamayacağımız düşüncesi, içine doğduğumuz toplumun normlarına boyun eğmekten başka bir şey değildir. Sömürüsüz, sağlıklı, adil bir yaşam mümkündür. Çoğumuz hayvan sömürüsünü yanlış bulmamıza rağmen yaşamımızı dönüştürecek adımları atmakta zorlanırız. Ancak hayvanların adeta bizim ihtiyaçlarımızı gidermek için yaratıldığı efsanesini sorgulamamız ve düşünce dünyamızı değiştirerek hayatımıza yeni pratikler katmaya çalışmamız öncelikli olarak atılması gereken zaruri adımlardır.

Bütün hayvanlar yaşam önünde eşit doğarlar ve var olma, saygı görme hakkına sahiptirler. Hiçbir hayvana kötü, acımasız ve zalimce davranılamaz. İnsan, diğer hayvanları yok edemez, sömüremez. Türcülüğe karşı olmamız tüm ayrımcılıklara karşı olmamızı gerektirdiğinden hayvan hakları hareketinin toplumsal hayat içinde görünürlüğünü arttırmak hâlihazırda sürdürmekte olduğumuz mücadeleler açısından son derece önemlidir.

Şiddetsiz ve ayrımsız bir dünya kurmanın mümkün olduğunu düşünen Karşı Lig, 4. hafta maçlarını hayvan özgürlüğüne adıyor.
#HayvanlarınHaklarıVardır
#TürcülüğeHayır
#HayvanŞiddetineSon
#DünyaVeganGünü




Karşı Lig

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Ne Demek KarşıFest’te Gelmiyorum!

Karşı Lig’in   bir sezonu daha   geride kaldı, Eril Kültür ve Şiddet’e pek çok gol attık, yeterli olmadığının farkındayız, daha çok top sü...