Hava pek sıcak değil, soğuk da değil. Ilıman bir futbol
zamanı. Nefes alınacak türden bir gün. Kuşların cik cik, cik cik bahar
fısıldaşmaları. Karşı Lig 5. Sezon 14. Hafta maçları devam ediyor. Kalamış’ta her
iki sahada da oyuncular meşguliyetin tatlı sıcaklığındalar. Futbol topu onları
bir güzel peşinden koşuşturuyor. En keyiflisi de haftada bir birbirini gören
insanların kucaklaşma, selamlaşma seremonisi.
Erken gelenler saha
kenarında maç izliyor, maçı saati yaklaşanlar formalarını giymeye gidiyorlar,
maçı bitenler kıyafetlerini değiştirip ‘tribüne’ oturuyorlar. Tanışanlar,
tanışmaya bir adım uzakta duranlar hep bir arada. Maç değerlendirmeleri, pozisyonlar
hakkında yorumlar. Bir saat diliminde biriken 4-5 takım oyuncuları, çekirdek,
bira gündelik muhabbet eşliğinde. Her şey hakkında konuşanlar, Lig’in gelecek
haftalarına ilişkin sorular, çekiştirmeler, özlem gidermeler. Kenardan maça
müdahale edenler, oyunculara taktik verenler, “keşke pası diğer tarafa verseydi”
diye iç geçirenler. Karışık, yalın, dolambaçlı yorumlar. Şenlik olmayan şenlik
havası…
Biz de “hava pek sıcak değil, soğuk da değil” diyerek biraz
erkenden gelenlerdeniz. Hava durumuna bağlı olarak sahaya teşrif eden Toprak’da
gelmiş. Değme keyfimize. Tam mıncıklanacak
boyutlarda büyüyor, hiç eksik değil. Arabası da olmuş, onun arabası var, güzel
mi güzel, kırmızı mı kırmızı, içinde uyurken tatlı mı tatlı.
İşte böyle bir gün. Bu günü tasvir etmeseydik olmazdı sayın
okuyucu…
Maçımız Famsızlar takımı ile. Her iki takımın oyuncuları
yavaş yavaş birikiyor saha kenarında. Sarılmalar, sataşmalar…
Maçtan Birkaç Gün
Önce
Maçtan günler önce Famsızlar ısınma turuna başladı, ufak
ufak hazırlık yaptılar. Facebook üzerinden selam gönderdiler. Famsızlar Adası
filmini sevdik, karşılık vermek istedik ama Tolga Hoca’nın “Edebiyat Sohbetleri”nden kafamızı
kaldıramadık.
Maç Başlıyor
Maçımızın başlama saati 17.00, yolda trafiği yarıp Kalamış’a
uzanmak arzusunda olan oyuncuları bekliyoruz. 1 Kadın oyuncu eksiklikleri var. Ceren Kaptan
hemen “ben oynarım” diyor takım fark etmeksizin. Derken uzun zamandır ortalıkta
görünmeyen Hande dahil oluyor Famsızlar’a ve maç öncesi sekmeyen ritüelimiz
toplu fotoğraf çekme aşamasına geçiyoruz. İkili sıra halinde ip gibi dizildik
ama fotoğraf makinesi yok. Herkes kendini
makinesiz çekime ayarlanmış durumdayken Foto Bülent çekiyor.
Maça başlıyoruz. İlk gol zalım Famsızlar’dan. Şule eşitliğe
taşıyor morunilileri. Tuba’nın Ronaldo’yu kıskandıracak rövaşatası güzel
hareketlerden. İlk yarı Famsızların 2-1 üstünlüğü ile biterken saha dışında bir
ses “ Maç kaç kaç” diye soruyor. Cevabı alınca “2-1 maç mı olurmuş, burası halı
saha, ne yapıyorsunuz siz” diyor. Herkes bunu duymuş olacak ki maçın ikinci
yarısı gol yağmuruna dönüşüyor. Yağmursuz maç mı olurmuş.
Devre arasında yapılan hatalar, değerlendirmeler, oyuncu değişiklikleri,
taktik meseleler konuşuluyor bir yandan dinlenirken. İkinci yarı başlarken
koordinasyonsuzluk, yanlış anlaşılmalar ve Famsızlar’ın yoğun presi birden maçı
5-1 noktasına getiriyor. Şuurumuz o an yerine geliyor. Maçı bırakma niyetimiz
yok. Yeni taktik hamlelerle maça ağırlık koyuyoruz ama bu defa da gol atamama sendromumuz
nüksediyor. Öyle ki bizim delilerimizden biri topu kaleye göndermeye çalışırken
tel örgülerin yırtığından sahanın dışına gönderiyor topu.
Birkaç gol buluyoruz ama yemeye de devam ediyoruz. Maç 7-4
bitiyor.
Famsızlar diğer senelere göre daha genç bir ekip. İyi
koordine olmuş, sosyalliği ve sahadaki uyumu iyi pekiştirmiş ve çok arzulu bir
performans sergiliyorlar. Kadın oyuncuların oyuna kısa zamanda adapte olmaları
takıma dinamizm katmış. Temiz, eğlenceli, tartışmasız, çekişmeli bir maçla saha
kenarında yerimizi alarak maç değerlendirmesi yapıyoruz, selfi çekiyoruz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder