19 Ekim 2018 Cuma

Çocuk Kütüphaneleri Neden Gereklidir?

Bir mekân düşünelim ki, oyun alanları ile kitaplar, dergiler iç içe olsun. Bir çocuk düşünelim ki, oyundan biraz yorulunca, biraz ötedeki resimli, renkli, ilgisini çeken bir kitabı karıştırıyor olsun. Bir kütüphane düşünelim ki, çocuklar için olsun. Yani bir çocuk kütüphanesi olsun.

Hiç bilinmeyen, hiç düşünülmemiş bir şey değil bu. Başka ülkelerde de ülkemizde de yetişkinler için olduğu gibi, çocuklar için yetersiz de olsa kütüphanelerimiz var. Öyle ama, mesele var olup olmamaları değil, ne kadar ve ne nitelikte var oldukları.

Kalabalık bir ülkeyiz; daha da öyle oluyoruz. Kütüphanelerimiz ise öyle olmuyor. Nüfus giderek artarken, kütüphaneler giderek daha da fazla hayatlarımızdan çıkıyor. Bu “hayatlarımızdan çıkış” çocukların için daha da gerçek. Hatta belki de hayatlarına hiç girmiyor bile. Çoğu çocuk, kütüphaneleri; hem oyun alanları olarak hem de bir şeyler okuyup ödünç yayın alabilecekleri mekânlar olarak bilmeden, tanımadan büyüyor. Çünkü genelde gidebilecekleri hiçbir kütüphane olmuyor yakın çevrelerinde. Belli ki ebeveynler de habersiz bu durumdan. Oyun ve bilgilenmenin bir aradalığının sağlandığı mekânlar olarak kütüphaneler hayatlarımızdan uzaklaştığı oranda, ihtiyaç olmaktan da çıkıyor.

Oysa oyun ve bilgilenmenin bir aradalığı çocuklar için öyle iyi ki. Bir yandan pratik yetenekleri ve zekâları oyunlar ile gelişirken, bir yandan da bilgi ile dolu kitaplar, dergiler ve nicesiyle kültürel birikimleri artıyor…

Ama bu, tabelaya “çocuk kütüphanesi” yazmakla olmuyor veya yetişkinler için kurulan bir kütüphanenin bir odasını çocuk kitapları ile doldurmakla da olmuyor. Nitelikli kütüphaneler diyoruz. Çocuklar için olan; içinde oyun alanları, oyun gereçleri, çeşitli günlük ihtiyaçları için odalar ve bilgi yüklü materyaller olan bir kütüphane diyoruz. O kadar yok ki bunlar...

Yalnızca bir örnek, en gelişmiş şehrimizden, metropol İstanbul’dan: 0-14 yaş arası nüfus 3.324.439 kişi. 15-19 yaş arası 1.105.552. 5-9 yaş arası ise 1.103.853 kişi. Peki kütüphaneler? Onlar da gelişmiş mi?

Bakanlığa bağlı ve yalnızca çocuk kütüphanesi olarak kurulmuş kütüphaneler hepi topu 6 tane! Yetişkinler için olan kütüphanelerle aynı binayı paylaşan çocuk bölümleri ise 34 tane. 2015 yılında yapılan bir araştırmaya göre, çok büyük bölümü çocuklar için gerekli aslî koşulları sağlamaktan bile uzak. Yani ne yazık ki niteliksiz! Bakanlık dışında Belediyeler de kütüphaneler kuruyor; ama onlar da yetersiz kalıyor.

Yani İstanbul gibi bir kentte bile, milyonlarla ifade edilen çocuklar kütüphanelere gidemiyor, kütüphaneleri tanımıyor. Tüm Türkiye’de de durum böyle. Ama böyle olmak zorunda değil.

Öyleyse farkındalık yaratmaya çalışalım, bir şeyleri anlatalım. Kütüphaneleri hayatlarımıza, çocukların hayatlarına katmaya çalışalım çünkü bu en temel ihtiyaçlardan biri.

Oturduk, bir şeyler yapabilir miyiz diye düşündük. Öncelikle kamuoyu yaratmak gerekti, talep etmek gerekti. “Her ilçede, her semtte kütüphanelerimiz olsun” demek gerekti.

İşte, bir ucundan başladık. “Çocuk Kütüphaneleri İstiyoruz” deyip bir kampanya başlatıyoruz. Belki bir farkındalık olur, görünürlük sağlarız, belki birileri bize katılır diye, 11 Kasım’da 40. İstanbul Maratonu’nda, hem 10K koşusuna hem Halk Koşusu’na katılıyoruz.

Amacımız nitelikli çocuk kütüphanelerin o büyük eksikliğine dikkat çekmek ve bir şeyler yapmak.

Gelin ilk metreleri birlikte koşalım ve sonra devam edelim!

                                                                          Fahrenayt 451


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Ne Demek KarşıFest’te Gelmiyorum!

Karşı Lig’in   bir sezonu daha   geride kaldı, Eril Kültür ve Şiddet’e pek çok gol attık, yeterli olmadığının farkındayız, daha çok top sü...