6 Aralık 2017 Çarşamba

Deli Deliyi Görünce, Kaçınılmaz Olur Eğlence!


Geçen hafta, salı sabahından itibaren pek güzel başladı, ruhumuzun bulutları aydınlandı. Hafta başında Toprak doğdu, onun mucizesiydi bu, her şeye güzel yerinden baktık. Küçük küçük şımarıklıklar yaptık. Bu arada antrenmanı unuttuk.

Karşı Lig 7. haftasındaki maçımızı Dersim’in haylaz çocukları Bome Dersim takımı ile oynadık. 5. Sezon başlamadan hazırlık maçı yapmıştık. O maç da tatlı geçmiş, kazanma kaybetme hesabından uzak, herkesin oyuna katılabileceği ve herkesin ayağının topa değmesi şeklinde bir performans sergilemiştik.Maç biter bitmez, sonrasında sohbet eder, birlikte vakit geçiririz diye beklerken, arkadaşlar topuklamışlardı. Bir tatlı huzursuzlukla hunilerimizle bizbize kalakalmıştık Kalamış’ta…
Bu defa işi sağlama almak istiyorduk. Hafta içi Eş Kaptanlarımız bağlantı kurup, Pazar günü maçtan bir buçuk saat önce buluşup, kaynaşalım önerisinde bulundular. Mahalleden, Lig vesilesi ile tanıdığımız, kapı komşumuzdu bir kısmı.

 İki takımın da imgesi delilikti. Akıllı olanın her şeyi batırdığı bir dünyada bu anlayışı sorgulamaya dönüktü çabamız. Bome Dersim takımı, Dersimin ünlü delilerinden Seyuşen, namı diğer Hüseyin Tatar’ı logosuna nakşetmişti. Şeyuşen adına kitaplar, makaleler yazıldı, belgesel yapıldı, heykeli dikildi. O toplumda dışlanmayan deliler delisi biriydi. Rivayet olunur ki deliliği Dersim katliamına dayanır. Bome Dersim, gıcır gıcır yeni formalarıyla gelmişlerdi.

Biz ise kendimizi defalarca anlattık. Bunu huniylen anlattık, bunu morlan anlattık, bunu toplan anlattık, okuyun azıcık J

Hava sıcacık, atmosfer top sürmeye müsait, maça bir saat kala buluştuk. Konuşmaya yeltendik ama muhabbet dönmedi, dil açılmadı, düşünce kendisini ifade edecek yol bulamadı. N’apalım kasmayalım dedik, maç sonrası Lig’in kararlarından olan her iki takımın durum değerlendirmesine kalsın, hem yorulunca bakarsın dil genişler…

Tahir Elçi fotoğraflı pankartımızda “Bitmedi bu kavga, hep sürecek. Yaşasın Halkların Eşitliği” yazıyordu. Maç başlamadan önce pankarta arkasında iki takım birlikte hep beraber fotoğraf çektirdik.


Maça başladık. Her iki takımda 4 erkek 3 kadın başladı. Maçın belli bir yerinden sonra 4 kadın 3 erkeğe döndü oyun. Belli bir yerden sonra 6 kadın 1 erkek oynayarak maçı sonlandırdık.
Kadın oyuncular daha fazla topla oynama, oyun kurma, oyunun kaderini ellerine alma şansı yakaladılar. Sahada sadece kadınlar olduğu zaman, içeride kadınlar bir bütündü, o top hep birlikte taşınıyordu, gol atma, karşı taraftan bir kez daha  üstün olma gayreti değil, herkes hep birlikte oyun kurma çabasındaydı. Herkes aynı amaçla, ortaklaşa koşuyordu duygusu harikaydı.
Oynarken güldüren, güldürürken düşündüren, enerjimiz bir türlü yere düşmeyen top misali havalardaydı. O pozisyonu Facebook sayfamıza yükledik.

Küfürsüz, sakatsız, sarılmacalı, şakalı, takılmacalı, kasıntısız bir maç oldu.

Maç arasında Bome Dersim’in hazırladığı pankartı açtık. #birkisidahaeksildik, ASİYE AYKAN yazan pankartın arkasına sadece her iki takımın kadınları geçti. Asiye Aykan, Üsküdar’ın göbeğinde 27 Kasım’da bir erkek tarafından öldürüldü. Her iki pankart hüzün veriyordu. Bir Tahir bir Asiye, unutulmayacaksınız…


Maç sonrasında hafta başında aramıza katılan, eskiden eve giderken pencereye tıklattığımız, kapının önünde içeriye ıslık çaldığımız, istediğimiz gibi zile bastığımız günleri geride bırakan, “ben geldim ayağınızı denk alın” diyen, alanımızı daraltan, sevincimizi arttıran Toprak için Bome Dersim takımı pankart hazırlamıştı, onu birlikte açtık. Bir Dersim inceliği. “Hoşgeldin Toprak Bebek, Ma Karşı Lig’e de Bekleriz Ha” Hep birlikte iyi ki doğdun Toprak dedik, dediler. Herkes, yaw bu Ma ve Ha herheldeespiridir diye geçirdi içinden.

Maç sonunda iki takımdan vakti uygun olan oyuncular bir araya geldi. Durum değerlendirmesi yaptık. Maça dair sertlik, hırs, sakatlık, pas vermeme gibi konularda şikayet yoktu. Herkes memnun gibiydi, konuşmalar bu yöndeydi.


Takımımızdan Tolga arkadaşımız maçta birkaç sayı öne geçtikten sonra kadın oyuncularımızın sahada fazlalaşması "aradaki fark çok, rahat rahat oynayabiliriz" düşüncesi ile yapıldıysa bunun hem kadınları hem de karşı takımı küçümsemek olduğunu,  yani oyun ‘kıran kırana’ geçseydi böyle bir değişiklik yapılır mıydı? diyerek bu durumdan rahatsız olduğunu “nitekim soyunma odasında ‘karşı takımdan’ bir arkadaş da “aslında biz maçı çevirebilirdik ama siz öyle oynayınca biz de erkekleri sahadan çektik, bu yüzden maçı çeviremedik, yenildik” mealinden bir sitemde bulundu. Aslında aynı yanlışa onlar da düştü.” şeklinde bir değerlendirme yaptı ve sohbet koyulaşmaya başladı.

Şule: Oyunun birlikte kurulan bir güzelleme olduğunu düşünüyorum.  ‘Rakiple’ aranda fark açarsan karşı tarafta eğlenme anlayışı düşüyor, sen de eğlenemiyorsun.  Bu yüzden kadın sayısını 3 farktan sonra hemen arttırdık, sahada kadın sayısı fazla oldukça, kadınların oyun kurmasının arttığını sadece önüne verilen topa vuran değil, top dağıtan da olması bizi heyecanlandırıyor. Böylece oyun dengede duruyor.

Merve: Kadın oyuncu sayısının artması demek, maç esnasında kadın kadına iletişimi güçlendirmek demek. Evet, daha zayıfız futbolda çünkü deneyimsiziz. Evet, oyun kurmayı bilmiyoruz çünkü henüz yeniyiz, takım oyununa dair deneyimlerimiz yeni birikiyor. Bu nedenledir ki kadınlar olarak maç esnasında birlikte oynayacağımız her anın, her alanın değerlendirilmesi gerektiğine olan bir inancım var. Bu durum karşı takımı veya kadınları güçsüz, zayıf görmek anlamına mı gelir?
Bome Dersim’le olan mikkemmel maçımıza da 3 kadın oyuncu olarak çıktık. Yeldeğirmeni Delileri ve Dersimin Delileri arasında skor farkı oluştu ve kendiliğinden gelişen bir durumla maç esnasında oynayan kadın sayımız 6 oluverdi. Maç çok güzeldi. Forzadaki her kadın oyuncu gerçekten oynayabilmişti. Oyun kurabilmişti. Güzel oynamadığı için gelmek istemeyen kadınların zihnindeki zincirler kırılmıştı. Bome Dersim’in tutumu da çok olumluydu. İşte bence bunu görmek her şeye değerdi.
Kadim: “Her maçın bağlamı, ortamı bir birinden farklı. Bugün çıkacağımız maçın keyifli geçeceğini bildiğimiz için takıma yeni katılan ya da maçlara girmekte çekinen kadın arkadaşlarımızın da oyuna katılmasını teşvik ettik. Güzel de oldu. Elbette ki amacımız puan falan değil, hem takım olarak hem de sahaya çıkan karşı takım oyuncularının tümü olarak güzel futbol oynamaktı amacımız.”
Daha fazla bir araya gelmenin ve ortak bir şeyler yapmanın yolları konuşulmaya başlandı. Bome Dersim takımı birlikte sosyal proje olarak Dersim’de bir okulun öğrencileri ile tanışma ve dayanışma önerisi yaptı. Somutlayıp girişimlerde bulunmak konusunda anlaştık. Muhabbet bir ara yazın Dersim’de tarım alanında birlikte çalışalım noktasına kadar gitti. Deli deliyi görünce projelerini büyütürmüş. Ama önce öğrenciler ile tanışmaya, dayanışmaya, sonra o da olur ya, olur olur o iş J
Buluşmada birlikte antrenman yapma kararı çıktı. Perşembe akşamı birlikte antrenman yapıp çay içeceğiz. Belçika birası değil.


Sonra takım olarak sahanın diğer tarafında oynanan maçları izlemeye gittik. Fenerbahçe maçı olduğu için saha kenarında eğlenen, bağıran, slogan atan bir grup vardı. İki hafta önce yaşanan kötü deneyimi de aklımızda tutarak Lig’in son maçının bitmesine kadar bekledik. Işıkları kapatarak Kadıköy’e doğru yol aldık.

Güzel başlayan bir hafta güzel sonlandı.
ForzaYeldeğirmeni, toprak kokulu bir hafta diler, hepinizi delice öper J

Not: Şeyuşen hakkında bir link

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Ne Demek KarşıFest’te Gelmiyorum!

Karşı Lig’in   bir sezonu daha   geride kaldı, Eril Kültür ve Şiddet’e pek çok gol attık, yeterli olmadığının farkındayız, daha çok top sü...